Felsefe Light - VIII

-
Aa
+
a
a
a

Bu da Atinadan

Genç yaşında Anadolu'dan Atina'ya gidip (M.Ö. 462) orada yerleşiyor Anaksagoras. Kentin ilk filozofu sayılır. Ünlü devlet adamı Periles'in de hocası ve yakın dostu.Dedik ya tüccar ve sanayiciler bilimsel felsefenin kuramsal sonuçlarına katlanamayacak hale geldiler; işte Atina'daki egemen güçler de Anaksagoras'a tahammül edemiyor ve onu dinsizlik ve tanrılara başkaldırma ile suçlayıp Atina yasalarına göre ölümünü talep ediyorlar. Perikles bu can dostunu zor kurtarıyor ellerinden ve sürgüne gönderiyor.İşte onurlu filozoflar için yaygın bir yazgının, yani sürgünün, hapsedilmenin ve hatta öldürülmenin başlangıcı bu oluyor.Halbuki garibim Anaksagoras toplumsal düzen konusuna hiç değinmeyen, nerdeyse suya sabuna dokunmayan bir filozof ama düşünmek yeteri kadar suçtur yarım demokrasilerde bile.Çizmeden az yukarı çıktın mı 'katlin vaciptir'.İşe Atina yakınlarına düşen bir göktaşını inceleyerek başlar Anaksagoras. Buradan hareket ile göktaşlarının güneşten kopmuş parçalar olduğunu, dolayısı ile güneşin de akkor halinde bir taş kütlesi olduğunu iddia ediyor. Güneş hem tanrısallıktan uzaklaşacak hem de Peloponez yarımadasından bile büyük olacak. İşte bu kadarı çok fazla. Anaksagoras çizmeyi aşıyor ve Atina egemenleri derhal yargılama istiyorlar. Sonunda filozofumuz sadece sürülmekle kurtulur. Ama hem felsefe ve sanata sınır çizilir, hem diğer filozoflara hadleri bildirilir.Anaksagoras sürgünde de rahat durmaz. Balıkların solungaçları ile nefes aldıklarını bulur, bitkilerin canlılar gibi soluk alıp verdiklerini ileri sürer, ayın ışığını güneşten alan büyük bir taş kütlesi olduğunu iddia eder, güneş tutulmasının doğru açıklamasını yapar, Nil nehrinin periyodik taşmalarının Afrika dağlarındaki karların erimelerinden olduğunu açıklar. İlk defa sonsuz kavramını mitolojiden arındırarak kullanan da odur.Empedoklesin dörde çıkardığı ana madde sayısı Anaksagoras ile birlikte sınırsıza çıkar. Bu ana maddelere de spermeta (tohum) adını koyar.Hiçbir şekilde birbirlerine benzemeyen sayısız tohumlar yığınağı vardı. Çünkü, öteki şeylerin hiçbiri de ötekine benzemez. Bu böyle olunca bütün içinde bütün nesneler bulunmalıdır.Nus yani Eski Yunanca'daki karşılığı ile düşünme yetkisi yahut rasyonel akıl kavramı filozofumuz ile gelişmiş bir kavramdır. Nus hem hareketi başlatır hem denetiminde tutar. Bu hareketin ise iki yönü vardır;a) Belirli bir hedefe yöneliktir.b) Aynı türden spermlerin (tohum) bir araya gelerek belirli türden nesnelerin oluşumunu sağlar.Bütün evrendeki nesneleri oluşturan tohumlar aynı olduğu ve tüm hareketlerde Nus'un denetiminde olduğuna göre de üzerinde insanların yaşadığı ve kentler kurduğu birden fazla dünya olmalıdır.Bu da uzaylı dostlara inanan ilk filozof şerefini kazandı böylece.Benim hanımın kulağı çınlasın.

Haftaya, "Atomcular Kralı" (Demokritos)Felsefe Light I - VII (önceki bölümler)